Dünya var olduğundan bu yana doğa ve insan ayrılmaz bir bütünün parçaları oldular.
Toprak ana göz kamaştıran görkemiyle bize çok eski çağlardan beri hastalıklarımıza deva olan sihirli bitkilerini sundu.
İlk çağlardan bu yana insanlar acılarını, hastalıklarını dindirmek için içgüdüleriyle şifa aramaya yöneldiler.
Yeryüzü; ağacı, çiçeği, bitkisi, sebzesi ve meyvesiyle içinde çok yoğun bir yaşam enerjisi taşıyor. Sağlık ve estetiğimiz için ihtiyacımız olan tüm materyallere sahip bir doğanın içinde yaşıyor olmaksa farkında olanlar için büyük bir güç oluşturuyor.
İşte bu gücün etkilerini en yoğun biçimde bir araya getirmek gerekiyor. Toprağın yüzeyinde ve derinliklerinde biriken ve gelişen teknolojik çağın en kötü yan etkileri sentetik kimyasal atık ve kalıntıların temizlenmesi artık zorunlu oldu.
Tüm dünyada çok büyük bir sektör durumunda olan Fitoterapi (bitkilerle tedavi) bilimi doğanın insana en önemli hediyelerinden birisi..
Bu bitkilerin önemli bir bölümü Türkiye’de, Anadolu’nun el değmemiş topraklarında yetişiyor. İyi bir ürünün kalitesi toprağa, suya, iklime, toplama yöntem ve zamanına, kurutma ve damıtma yöntemine göre önem kazanıyor.
Ülkemizde yapılan plantasyon çalışmalarında ve fauna araştırmalarında toprak ve iklim özelliklerinin birçok tıbbi bitkinin en iyi kalitede yetiştirilebilmesine olanak tanıdığı görülüyor. Bu şekilde üretilmiş organik bitkilerin içerdiği özütler doğal yapıları bozulmadan bitkisel drog haline getiriliyor. Tıbbi bitkiler üzerinde yapılan araştırmalarda bitkilerin içinde birçok vitamin, mineral, oligo elementler, glikozitler, tanenler, alkoloidler, organik asitler vb. maddelerin olduğu biliniyor. Doğru biçimde kullanıldığında insan sağlığı ve estetiğinde önemli tedavi edici özellikleri ortaya çıkıyor.
Genellikle halk arasında kimseye zararı olmadığı düşünülen bitkiler bilinmelidir ki yanlış kullanımlarda kişileri ölümlere kadar götürmektedir.
Yazının icadına kadar uzanan bitkisel tedaviler, bugün Türkiye’de de geçmiş yıllara oranla belli bir potansiyele ulaşmıştır. Bu konuya olan ilginin hızla gelişmesinin en önemli nedenleri ise organik bitkisel drogların vücuda hiçbir yan etki vermeden kalıcı sonuçlar alınması, diğer sentetik ilaçlara ya da kozmetiklere oranla çok daha sağlıklı olması söylenebilir.
Birçok vitamin, mineral, oligo elementleri ve yağları üzerinde taşıyan organik bitkilerin en önemli görevi, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmesi hastalıklara karşı vücuda direnç kazandırmasıdır. Özellikle hayat için gerekli olan üç yağ asidi (linoleik, linolenik ve arkidonik asit) büyük ölçüde organik bitkilerde mevcuttur.
Doğru kullanımlarda bitkilerle yapılan tedavilerde mucizevî sonuçlar alınabilir.
Vücudun yapısına uygun olarak hazırlanmış organik bitkilerin kullanımıyla;
Saç, cilt ve vücut bakımlarının yanı sıra birçok sağlık sorununa kadar, çok kronikleşmiş olmaması kaydı ile vücudun desteklenmesi sağlanmaktadır.