Organiğin sözlük anlamı; canlı organizmalardan türetilmiş. Doğal yapısı bozulmadan elde edilen ürünler organik sınıfına girer.
Organik tarım nedir ?
Bir ekim alanının organik tarım sertifikası alabilmesi için toprağın 3 yıl boyunca hiçbir zırai ilaç, suni gübre ve hormon kullanılmadan işlenmesi, ayrıca ekilen tohumların genetik modifiyeli olmaması gerekmektedir. Tarlanın bulunduğu bölgenin işlek anayollardan, sanayi tesislerinden dolayısıyla toksik atıklar üreten birimlerden uzak alanlar olması zorunludur.
Organik sertifikalı bitki nedir ?
Bir ürünün “organik” olabilmesi için uluslararası sertifikasyon firmaları tarafından verilen “Organik Ürün Sertifikası” na sahip olması gerekir.
Toprağından paketlenmesine kadar tüm aşamalarda çevreyi koruyan ekolojik standartlara uygunluğu denetlenmektedir. Bu şekilde tarlalarda yetiştirilerek veya el değmemiş doğadan toplanarak işlenmiş bitkiler “Organik Bitki Sertifikasıyla” belgelendirilirler.
Neden organik sertifikalı kozmetikler?
Sentetik bazlı kozmetikler yoluyla vücudumuzda biriken zararlı katkı maddeleri zaman içerisinde cilt hastalıklarına, erken yaşlanmaya, alerjilere yol açarak uzun vadede sağlığımızı bozuyor. Organik sertifikalı kozmetikler insan bedenine tam uyumlu bileşenler içerir, çevreyi ve insan sağlığını korur. Doğal içerikli ürünler olarak adlandırılan ve sertifikasız kozmetiklerin birçoğu sentetik veya petrol bazlı kimyasallar kullanılarak formüle edilmektedir. Özellikle paraben, parfüm, silikon gibi maddeler içeren bu ürünler uzun vadeli kullanımda cilt enfeksiyonlarına, cildin erken yaşlanmasına ve bedende toksik birikime yol açmaktadır. Organik kozmetiklerde ise bedenle tam uyumlu ve hiçbir yan etkiye sahip olmayan bitki özleri ve organik yönetmeliğine uygun bileşenler kullanılmaktadır.
En büyük organımız olan cildimiz yoluyla vücudumuza sentetik yabancı maddeler (toksinler) girdiğinde, bunların bir kısmı vücut içinde toksik birikim yaparak zaman içerisinde çeşitli hastalıklar veya erken yaşlanma olarak bize geri döner. Son zamanlarda kurşun gibi ağır metallerin renkli makyaj malzemelerinde ‘yanlışlıkla’ kullanıldıklarını, hoş ve keskin kokan, bol renkli kişisel bakım ürünlerinde benzol türevi astıma ve alerjilere yol açan zararlı sentetiklerin bulunduğunu, hatta ağır metallerin ve zararlı kimyasalların ‘istenmeyerek’ bu ürünlerin üretim aşamasına dahil olduğunu okuyoruz.
WWF (Dünya Doğal Hayatı Koruma Derneği) bedenimizdeki hormon dengesini bozan ve doğal ortamda çok uzun süreler bozulmadan kalan toksik kimyasalların tüketici sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor.
Farkına varmadan içinde yaşadığımız bu sentetik hayat bizi ve bebeğimizi her gün kullandığımız çeşitli bakım ürünleri ve gıdalar yoluyla tehdit etmeye devam ediyor. Örneğin kozmetiklerde koruyucu olarak yaygın bir şekilde kullanılan parabenin çocuklarda hormonal değişimlere neden olabildiği ve ergenlik çağı fonksiyon bozukluklarına yol açtığı yapılan araştırmalar ile ortaya çıktı. Doğum sonrası emzirme dönemi de bu açıdan çok önemli. Hamilelik döneminde yaşantımıza içki ve sigara gibi toksik etkili maddeleri nasıl sokmuyorsak, kullandığımız kozmetiklere de aynı özeni göstermeliyiz.